Görevi Kötüye Kullanma Suçundan Açılan Kamu Davasında Davacının Beraat Etmiş Olmasının İşlemler Nedeniyle Sorumluluğu Bulunmadığı Anlamına Gelmediği

ÖZET: …. İdare Mahkemesince verilen temyize konu kararla; davacı hakkında yürütülen disiplin soruşturması kapsamında tespit edilen hususların sübuta erdiğinin yargı kararlarıyla da sabit olduğu hususu dikkate alındığında, davacının İl Müdürlüğünün en üst amiri olması nedeniyle bu işlemlerden sorumluluğunun bulunduğu sonucuna varıldığından, Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı’nın işleminin (Olur’unun) 10. sayfasında yer alan “Bu itibarla, esasında menfaat teminine yönelik olduğu düşünülen söz konusu eylemlere ilişkin usulsüz uygulamalarının tespit edilmiş olması nedeniyle halen Bakanlık Müşavirliği görevini yürüten ……’ın Bakanlık İl Müdürlüğü gibi yetki ve sorumluluk taşıyan görevler ile bu kadronun dengi ve üstü olan görev kadrolarına atanmamasında” ibaresinde ve 11. sayfasında yer alan “Bakanlık Müşavirliği görevini yürüten” ibaresinde hukuka aykırılık bulunmadığı; öte yandan davacı hakkında davalı idare tarafından düzenlenen inceleme raporuna istinaden görevi kötüye kullanma suçundan açılan kamu davasında, davacının beraat etmiş olmasının bu işlemler nedeniyle sorumluluğu bulunmadığı anlamına gelmediği gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiş olup temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

(2577 S. K. m. 2, 12)

İSTEMİN KONUSU: Davanın incelenmeksizin reddi yolunda …. İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, Danıştay İkinci Dairesinin 12/04/2017 günlü, E:2014/8520, K:2017/3009 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozma kararına uyularak davanın reddi yolunda …. İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava Konusu İstem: Dava; …..nda (… Bakanlığı) müşavir olarak görev yapan davacı tarafından, davalı idarenin 09/01/2014 tarih ve 87927448.2014.702.01.2012 -187/9 sayılı işleminin “bu itibarla esasında menfaat teminine yönelik olduğu düşünülen söz konusu eylemlere ilişkin usulsüz uygulamaların tespit edilmiş olması nedeniyle halen bakanlık müşavirliği görevini yürüten … ‘ın bakanlık il müdürlüğü gibi yetki ve sorumluluk taşıyan görevler ile bu kadronun dengi ve üstü olan görev kadrolarına atanmasında” kısmı ile aynı işlemin 11. sayfasında yer alan “ve bakanlık müşavirliği görevini yürüten ” ile ilgili kısımlarının iptali istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: …. İdare Mahkemesince verilen temyize konu kararla; davacı hakkında yürütülen disiplin soruşturması kapsamında tespit edilen hususların sübuta erdiğinin yargı kararlarıyla da sabit olduğu hususu dikkate alındığında, davacının İl Müdürlüğünün en üst amiri olması nedeniyle bu işlemlerden sorumluluğunun bulunduğu sonucuna varıldığından, Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı’nın 09/01/2014 tarih ve 187/9 sayılı işleminin (Olur’unun) 10. sayfasında yer alan “Bu itibarla, esasında menfaat teminine yönelik olduğu düşünülen söz konusu eylemlere ilişkin usulsüz uygulamalarının tespit edilmiş olması nedeniyle halen Bakanlık Müşavirliği görevini yürüten ……’ın Bakanlık İl Müdürlüğü gibi yetki ve sorumluluk taşıyan görevler ile bu kadronun dengi ve üstü olan görev kadrolarına atanmamasında” ibaresinde ve 11. sayfasında yer alan “Bakanlık Müşavirliği görevini yürüten” ibaresinde hukuka aykırılık bulunmadığı; öte yandan davacı hakkında davalı idare tarafından düzenlenen inceleme raporuna istinaden görevi kötüye kullanma suçundan açılan kamu davasında, davacının beraat etmiş olmasının bu işlemler nedeniyle sorumluluğu bulunmadığı anlamına gelmediği gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından; görevi kötüye kullanma suçundan açılan kamu davası sonucunda beraat ettiği ve bu kararın Yargıtay tarafından onandığı, mevzuatta soruşturmaya konu olan eyleminin Birlik’e yaptırılamayacağına ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, kamu zararının veya menfaat temininin olmadığı ileri sürülerek, temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmiştir.

KARŞI TARAFIN CEVABI: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ:

DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Karar Sonucu: Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının Temyiz İsteminin Reddine,

2. …. İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,

3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,

4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.