Hüküm ve kararlarda, başvurulacak kanun yolu, başvuru yapılacak mercii, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin ne zaman başlayacağının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekir.

YARGITAY 
14.Ceza Dairesi 
Esas: 2018/ 6818 
Karar: 2018 / 7664 
Karar Tarihi: 20.12.2018

(2709 S. K. m. 40) (5271 S. K. m. 34, 231, 232) (5237 S. K. m. 53) 
ÖZET: Anayasa’nın 40/2, 5271 sayılı CMK’nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri uyarınca, hüküm ve kararlarda, başvurulacak kanun yolu, başvuru yapılacak mercii, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin ne zaman başlayacağının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekmekte olup; hüküm fıkrasında sadece “beraat” kararlarına karşı ve “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararlarına karşı başvurulabilecek kanun yollarının gösterilmiş olduğu, hüküm fıkrasında “mahkumiyet” kararına karşı kanun yoluna başvurulabileceği belirtilmemiş olduğundan ve bu husus sanığı yanıltmış olduğundan, sanığın cezaevinden göndermiş olduğu temyiz dilekçesinin tarihi olan 16.10.2014 tarihinde gerekçeli kararı öğrendiği ve temyiz isteğinin öğrenme üzerine ve yasal süre içinde yapılmış olduğu kabul edilerek, gereği düşünüldü; 

Hükümden sonra 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi ile ilgili olarak 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamıyla verilen iptal kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür. Hükmün onanması gerekmiştir.

Dava: İlk derece mahkemesince verilen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi.

Hüküm sanığın yokluğunda tefhim edilmiş olup, gerekçeli kararın sanığın kovuşturma aşamasında 23.09.2010 tarihli duruşmada savunması alınırken bildirmiş olduğu “…Cad. … Kasabası … Sk. Erbaa/ TOKAT” adresine tebliğe çıkartılması gerektiği gözetilmeden, mahkemece doğrudan 7201 sayılı yasanın 21/2. maddesine göre mernis adresine tebliğe çıkartılmış olan ve 15.04.2013 tarihinde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olduğundan ayrıca hatalı kesinleştirme işlemi sonucu sanığın bu ilamın infazı için 15.06.2014 tarihinde Alanya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na alındığı ve cezaevine giriş tarihi olan 15.06.2014 tarihi ile temyiz dilekçesinin tarihi olan 16.10.2014 tarihi arasında 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK 310/1 madde geregince 1 haftalık yasal temyiz süresi geçmiş ise de;

Anayasa’nın 40/2, 5271 sayılı CMK’nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri uyarınca, hüküm ve kararlarda, başvurulacak kanun yolu, başvuru yapılacak mercii, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin ne zaman başlayacağının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekmekte olup; hüküm fıkrasında sadece “beraat” kararlarına karşı ve “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararlarına karşı başvurulabilecek kanun yollarının gösterilmiş olduğu, hüküm fıkrasında “mahkumiyet” kararına karşı kanun yoluna başvurulabileceği belirtilmemiş olduğundan ve bu husus sanığı yanıltmış olduğundan, sanığın cezaevinden göndermiş olduğu temyiz dilekçesinin tarihi olan 16.10.2014 tarihinde gerekçeli kararı öğrendiği ve temyiz isteğinin öğrenme üzerine ve yasal süre içinde yapılmış olduğu kabul edilerek, gereği düşünüldü;

Hükümden sonra 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi ile ilgili olarak 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamıyla verilen iptal kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.

Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 20.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.