ABD Yüksek Mahkemesi, 6-3 oyla, federal ajansların yasaların belirsiz olduğu durumlarda yaptığı yorumlara itibar eden Chevron doktrinini bozdu. Chevron doktrini, 1984 yılında Chevron U.S.A., Inc. v. Natural Resources Defense Council, Inc. davasında oluşturulmuştu ve federal ajansların düzenleyici yetkilerini genişleten bir ilkeydi. Bu doktrin, mahkemelerin federal ajansların makul yorumlarını kabul etmesini gerektiriyordu. Yeni karar, federal ajansların açık kongre yetkilendirmesi olmadan düzenleme yapma yetkisini kısıtlıyor.
Eleştirmenler, bu kararın ajansların kamu hizmetlerini etkin bir şekilde yerine getirmesini zorlaştıracağını savunuyor. Ancak destekçiler, bu kararın yargısal sorumluluğu geri getirdiğini ve aşırı yürütme yetkisini sınırladığını düşünüyor. Karar, Chevron doktrinine dayanan önceki davaları etkiliyor, ancak kongre tarafından ajanslara yetki devri yapılan durumlarda ajansların yetkilerini korumaya devam ediyor.
ABD’deki federal ajanslar, çevre, sağlık, maliye ve ulaşım gibi çeşitli alanlarda düzenleyici ve denetleyici yetkilere sahip kurumlar olarak faaliyet gösterir. Örneğin, Çevre Koruma Ajansı (EPA) ve Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) gibi kurumlar bu kategoriye girer. Türkiye’de bu tür kurumlara örnek olarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) verilebilir. Bu kurumlar da benzer şekilde belirli alanlarda düzenleyici ve denetleyici yetkilere sahiptir.
Özetle, Yüksek Mahkeme’nin kararı, federal ajansların yasaların belirsiz olduğu durumlarda düzenleme yapma yetkilerini ciddi şekilde kısıtlıyor ve yasaların yorumlanmasında daha fazla yargısal kontrol sağlıyor. Bu durum, ABD’deki düzenleyici ortamı ve federal ajansların rolünü önemli ölçüde değiştirebilir.
Chevron doktrini nedir ?
Chevron doktrini, 1984’te ABD Yüksek Mahkemesi’nin Chevron U.S.A., Inc. v. Natural Resources Defense Council, Inc. davasında oluşturduğu bir yasal ilkeydi. Bu doktrin, federal mahkemelerin, bir federal ajansın kendi yetki alanındaki belirsiz yasalara dair yaptığı makul yorumlara itibar etmesi gerektiğini belirtir. Başka bir deyişle, yasa metni açıkça bir yön göstermiyorsa ve ajansın yorumu makul ise, mahkemeler bu yorumu kabul etmelidir. Bu ilke, ajansların düzenleyici yetkilerini genişletmiş ve onlara büyük bir esneklik sağlamıştır.