Eski Yunanlılar zaman için iki kelime kullanırlardı:
1. Chronos = sıralı, niceliksel zaman
2. Kairos = dalgalanan, niteliksel zaman
İşte bu yüzden kairos’u anlamanız gerekiyor.Kronos, genellikle anladığımız şekliyle zamanı ifade eder: eşit parçalardan oluşan bir dizi.
Bir günde yirmi dört saat vardır ve her saat aynı uzunluktadır.
Bir saatin ölçtüğü şey budur.
Kairos, belirli anların diğerlerinden daha önemli veya etkili olduğunu ifade eder.
Bir saat bunu ölçemez, ancak bir avuç özel anın hayatımızı oluşturan diğer anlardan çok daha önemli bir rol oynadığı inkar edilemez.
Ortalama bir gününüzdeki yirmi dört saati düşünün.
Hepsi eşit şekilde mi harcanıyor? Hepsi eşit fırsatlar mı sunuyor? Tabii ki hayır.
Birçoğu basitçe kaybolup gidiyor. Saate bakarsınız ve siz doomscrolling yaparken iki saat geçmiştir.
Ancak gününüzdeki diğer anlar çok daha dikkat çekicidir.
Zamanın daha yavaş geçtiği ya da – eğer doğru şeyi yaparsanız – iyi ya da kötü önemli sonuçlarının olabileceği anlar.
Kairos gerçekleştiğinde bunu hissedebilirsiniz.
Kairos’un ifade ettiği şey budur: nesnel olarak! – daha az kritik olan diğer anlara eşit değildir.
Bariz bir örnek olarak çocuğunuzun doğumu, bir sınav, evlenmek ya da bir iş görüşmesi verilebilir.
Önemli olan anlar.
Ancak kairos sadece hayatı değiştiren ve unutulmaz olaylara atıfta bulunmaz.
Herhangi bir günde fırsatlar yaratan olayların ve koşulların dalgalanmasıyla ilgilidir.
Kairos, belirli bir anın süresinden ziyade zaman içindeki önemini ölçer.
Gününüzü kronos değil, kairos açısından düşünmeyi deneyin.
En önemli anlar hangileri? En faydalı anlar hangileridir? Hangi anlar size önemli bir şey yapma fırsatı verir?
Onlara odaklanın. Karşınıza çıktıklarında onları kullanın.
Ama unutmayın: kairos sürekli değişir, çünkü olaylar, koşullar ve insanlar sürekli değişir.
Bunu kontrol edemezsiniz, tıpkı kronos zamanını kontrol edemediğiniz gibi.
Ama harekete geçebilirsiniz-kairos’un dikkatinizi çektiği fırsatları değerlendirebilirsiniz.
Hepimiz için çok tanıdık bir duygu, bir tartışma, münazara ya da sohbetten sonra, aniden ne söylemeniz gerektiğini ama söylemediğinizi fark etmenizdir.
Tam da doğru şeyi söyleme şansına sahip olduğunuz o an? İşte bu kairos’tur.
Herkes tüm dakikaların, saatlerin ya da günlerin eşit olmadığını bilir. Kairos bu temel gerçeğe bir isim koyar.
Lenin’in dediği gibi: bazı on yıllarda hiçbir şey olmaz, bazı haftalarda ise koca bir on yıl olur.
Şöyle de denebilir: bazı haftalarda hiçbir şey olmaz, bazı saatlerde ise bütün bir hafta olur.
The Ancient Greeks had two words for time:
1. Chronos = sequential, quantitative time
2. Kairos = fluctuating, qualitative time
Here's why you need to understand kairos… pic.twitter.com/UfjSNRKU3P
— The Cultural Tutor (@culturaltutor) January 14, 2024