Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2023/9606 E. , 2024/283 K. “İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1032 E., 2022/1417 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerinden ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, diğer yönlere ilişkin istinaf itirazının ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalı … ile evli olduklarını, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu ve tarafların 2008 yılından bu yana ortak konut olarak kullandıklarını, davalı …’in, dava konusu aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine davacı kadının açık rızası alınmadan ipotek tesis ettirdiğini ve Kastamonu İcra Müdürlüğü’nün 2018/7491 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını iddia ederek davanın kabulü ile dava konusu Kastamonu İli Merkez İlçesi Saraçlar Mahallesi 1063 ada 3 parselde kayıtlı 6 numaralı bağımsız bölüm üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı …’na dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
2.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların doğru olmadığını, davanın ticari dava olduğunu ve zorunlu arabuluculuğa tabii olduğunu, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, ipotek tesis edildiği tarihte dava konusu taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığını ve bu hususun dava dilekçesinde de açıkça ikrar edildiğini, davacının, kötüniyetli olduğunu ve davalı bankanın alacağını sürüncemede bırakmak amacıyla işbu davayı açtığını, davacı kadının ipotek işlemine açık rızası olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaz üzerine ipotek tesis edilirken davacı kadının açık rızası alınmadığı, buna ilişkin muvafakatnamenin dava dosyası arasına sunulmadığı, malik olmayan eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemin geçersiz olduğu, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı belirtilerek; davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, 3.968,82 TL harcın davalı bankadan alınarak hazineye gelir kaydına, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı banka üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın hatalı olduğu, davanın niteliği gereği ticari dava olduğu ve arabuluculuk başvurusu olmadan işbu davanın açıldığı, öncelikle davanın usulden reddi gerektiği, davacı kadının, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipotekten haberdar olduğu, zımni onayının bulunduğu, bankanın alacağının sürüncemede kalması amacıyla bu davanın açıldığı, davacı kadının kötüniyetli olduğu, dava konusu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiği tarihte aile konutu şerhi bulunmadığı ve tapu siciline güven ilkesi gereği bankanın haklarının korunması gerektiği, davanın taraflarından olan davalı … hakkında hüküm kurulmamasının hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamından; dava konusu taşınmazın tarafların aile konutu olduğu, davalı eş tarafından davacı kadının açık rızası alınmadan dava konutu taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi hükmü gereği dava ticari dava olmadığı gibi zorunlu arabuluculuğa da tabii olmadığı, aile konutu üzerine malik olmayan eşin açık rızası alınmadan ipotek tesis edilemeyeceği, zımnen onay savunmasına da itibar edilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince taraflarca sunulan delillerin toplandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, her ne kadar davalı banka vekili tarafından ipotek işlemine açık rızanın olduğunu iddia etmişse de bu iddiasını ispatlayamadığı, davanın kabulü ile ipoteğin kaldırılması yönünden verilen kararda herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 326 ncı maddesi hükmü gereği davacının davası nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davalılardan alınması gerektiği, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği ve yargılama gideri ile harcın davalılardan ortak ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken davalı bankadan tahsili yönünden hüküm kurulmasının hatalı olduğu belirtilerek; davalı banka vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden tekrardan esas hakkında hüküm kurulmasına, alınması gerekli 6.831,00 TL harçtan peşin alınan 2.862,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.968,82 TL harcın davalılardan ortaken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafça yapılan 44,40 TL başvuru harcı, 2.862,18 TL nispi harç, 298.00 TL tebligat gideri, 1,00 TL müzekkere ücreti olmak üzere toplam 3.206,48 TL’nin davalılardan ortaken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı banka vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı banka vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı eş adına kayıtlı bağımsız bölüm üzerine 06.01.2009 tarihli ve 131 yevmiye numaralı ipotek akdi ile diğer davalı banka yararına tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına ilişkin gerekli koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 323 üncü ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.