Hong Kong mahkemesi, hakemlere yönelik açık önyargı itirazını reddetti.

İtirazı ileri süren taraf, mahkeme tarafından alınan çeşitli usul kararlarının ve yapılan yorumların açık bir önyargı gösterdiğini iddia etmiştir. Bunlar arasında şunlar yer almaktadır: mahkemenin bir delil başvurusu üzerine sözlü duruşma yapmayı reddetmesi; itiraz eden tarafın davasını sunma fırsatından mahrum bırakıldığı ve çeşitli usul meseleleriyle ilgili olarak eşit olmayan bir şekilde muamele gördüğü iddiaları; mahkeme tarafından itiraz eden tarafın davranışına yönelik eleştiriler; ve itiraz eden tarafın avukatlarına “ima yoluyla” yapıldığı iddia edilen bir saldırı.

İtiraz ilk olarak HKIAC’ye (yürürlükteki kuralların gerektirdiği şekilde), itiraz eden tarafın atadığı hakem (kıdemli bir avukat) de dahil olmak üzere üç hakeme karşı yapılmıştır, ancak HKIAC itirazı reddeden bir karar vermeden önce istifa etmiştir. İtiraz eden taraf daha sonra, mahkeme tarafından “itibarlı ve deneyimli hakemler” olarak tanımlanan başkan hakemin (HKIAC tarafından atanmıştır) ve diğer tarafın atadığı hakemin görevden alınması için mahkemeye başvurmuştur.

İtirazı reddeden mahkeme şu kararları vermiştir: (i) usule ilişkin konularda sözlü duruşma ihtiyacı “tartışmasız” değildi ve mahkeme tarafından alınan kararı destekleyen “saygın argümanlar” vardı; (ii) diğer ilgili kararlar, mahkemenin usule ilişkin takdir yetkisinin meşru kullanımlarıydı; (iii) mahkemenin itiraz eden tarafın davranışlarına yönelik eleştirileri gerçeklere dayalı ve adildi; ve (iv) itiraz eden tarafın avukatlarına yönelik “ima yoluyla” saldırı şikayeti yapılmadı. Dolayısıyla, adil düşünen ve bilgi sahibi objektif bir gözlemci (klasik “hayali seyirci”), Jung Science Information Technology Co Ltd v. ZTE Corporation [2008] 4 HKLRD 776 kararında belirtilen açık taraflılık testini uygulayarak, gerçek bir taraflılık olasılığı olduğunu düşünmeyecektir.

Bir hakem itirazını hayali seyirci perspektifinden değerlendirirken, mahkemelerden (diğer hususların yanı sıra) aşağıdakiler beklenebilir (i) hakemlerin bazen, yetkilerini kullanmaya devam etmekten kendilerini diskalifiye etmeksizin, sonradan pişman olabilecekleri şeyler söyleyebilecekleri veya yapabilecekleri gerçeğini dikkate almaları; (ii) taraflara veya temsilcilerine yönelik münferit bir öfke nöbetinin veya bağlamından koparılmış sözlerin uyandırdığı izlenime dayanarak aceleci bir sonuca varmamaları; ve (iii) hakemlerin davranışlarını değerlendirirken ne kayıtsız ne de aşırı hassas veya şüpheci olmaları (her ne kadar (i) ve (ii) maddeleri mevcut davada doğrudan uygulanabilir görünmese de).

Karar ayrıca, Hong Kong mahkemeleri önünde hakemlere yapılan itirazlarda ileri sürülebilecek argümanların kapsamı hakkında da yararlı bir rehberlik sağlamaktadır. Bu tür başvurulara yalnızca başarısız bir itirazın (i) taraflarca kararlaştırılan usuller uyarınca veya (ii) bu tür usullerin bulunmaması halinde hakem heyeti tarafından karara bağlanmış olması halinde izin verilmektedir (UNCITRAL Model Kanunu Madde 13(3), Hong Kong Tahkim Yönetmeliği’nin 26. bölümü tarafından yürürlüğe konmuştur).Bu çerçevede, itiraz eden taraf ilk itirazında ileri sürdüğü argümanlarla sınırlı mı kalmalıdır, yoksa (bu davada itiraz eden tarafın iddia ettiği gibi) mahkeme önünde yeni itiraz gerekçeleri ileri sürebilir mi?

Mahkeme, UNCITRAL Model Kanununun 13(3) Maddesinin, denetim rolü gereği, daha önce karara bağlanmış başarısız bir itiraz hakkında yeniden karar vermesini gerektirdiğine karar vermiştir. İtiraz eden tarafın ek gerekçelere dayanmasına izin verilmesi halinde, mahkemenin önündeki itirazın artık daha önce karara bağlanmış başarısız itiraz olmayacağı oldukça açıktı.Bu doğrultuda, mahkeme, itiraz eden tarafın HKIAC’ye yapılan ilk başvuruda ileri sürülmemiş olan en az iki ciddi yeni gerekçe (mahkemenin dolandırıcılık savunmasına önyargılı yaklaştığı iddiası da dahil olmak üzere) sunma girişimini reddetmiştir. Mahkeme ayrıca, ek gerekçelerin her halükarda “açık bir önyargı göstermeye yaklaşmadığı” yönündeki geçici görüşünü de belirtmiştir.