İngiliz Ticaret Mahkemesi, 1996 tarihli Tahkim Yasası’nın 69. maddesi kapsamında bir temyiz başvurusunu reddetmiştir çünkü özel bir hüküm, temyiz süresinin karar tarihinden itibaren işlemeye başlamasını öngörmüştür, taraflara tebliğ tarihinden itibaren değil.
Friedhelm Eronat v CPNC International (Chad) Ltd ve Cliveden Petroleum Co. Ltd [2024] EWHC 2880 (Comm) davasında İngiliz Ticaret Mahkemesi, 1996 tarihli Tahkim Yasası’nın 69. maddesi uyarınca yapılan bir temyiz başvurusunu reddetmiş ve İngiliz Mahkemelerinin Yasadaki süre sınırlarına ilişkin katı bir yaklaşım sergileyeceğini vurgulamıştır. Bu davada mahkeme, söz konusu özel maddeye dayanarak, temyiz başvurusunda bulunma süresinin kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten değil, karar tarihinden itibaren işlemeye başladığına hükmetmiştir. Tebliğ tarihi, karar tarihinden beş gün sonra gerçekleşmiştir.
Arka Plan
Londra merkezli LCIA tahkimi, Bay Eronat, CPNC International (Chad) Ltd (CPNC), Cliveden Petroleum Co. Ltd (Cliveden) ve CITIC Energy Inc (CITIC) arasında yapılan bir tazminat sözleşmesinden (Tazminat) kaynaklanmıştır.
Tahkim heyeti, Bay Eronat’ın aleyhine karar vermiş ve Cliveden’in talep edilen miktar için tazminat alma hakkına sahip olduğuna hükmetmiştir (Karar). Karar, 11 Nisan 2024 tarihini taşımakta ve taraflara LCIA tarafından 16 Nisan 2024 tarihinde tebliğ edilmiştir.
69. Madde Temyizi
16 Mayıs 2024 tarihinde Bay Eronat, 1996 tarihli Tahkim Yasası’nın 69. maddesi uyarınca Karara karşı bir temyiz başvurusu yapmıştır. (hukuki bir meseleyle ilgili temyiz) LCIA Kuralları genellikle 69. madde kapsamında temyiz başvurusunda bulunma hakkını hariç tutsa da, Tazminat’ın 14.3(a) maddesi aşağıdaki ifadelerle özel bir temyiz hakkı öngörmektedir:
“Tahkim heyetinin maddi ve/veya hukuki açıdan hata yapması durumunda, Taraflar, tahkim heyetinin kararını İngiltere’deki bir mahkemeye temyiz etme hakkına sahiptir, ancak bu temyiz, kararın verilmesinden itibaren otuz (30) gün içinde yapılmalıdır.”
Cliveden ve CPNC, Kararın verildiği tarihten (11 Nisan 2024) itibaren 30 gün içinde yapılmadığı gerekçesiyle, 69(1) ve 69(2). maddeler uyarınca ters özet yargılama (reverse summary judgment) başvurusunda bulunmuşlardır.
Bay Eronat, sürenin taraflara Kararın tebliğ edildiği tarih olan 16 Nisan 2024’ten itibaren işlemeye başladığını, bu nedenle temyiz başvurusunun süre sınırı içinde olduğunu savunmuştur.
Mahkemenin Kararı
Bryan J, “kararın verilmesi” (“rendered”) tarihinin Karar tarihi olan 11 Nisan 2024 olduğuna karar vermiştir. Özellikle bu kararın, tahkim şartında başka bir yerde “render” ifadesinin kullanım şekliyle tutarlı olduğuna dikkat çekmiştir (“Tahkim heyeti oturumunu yürütecek ve kararını İngilizce olarak verecektir”).
Bryan J, sürenin kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlaması gerektiği yönündeki Bay Eronat’ın argümanını sert bir şekilde reddetmiştir. Hem 1996 tarihli Tahkim Yasası’nda (54, 55 ve 70(3). bölümler) hem de LCIA Kurallarında (madde 26.2) hakem kararının verildiği tarih ile taraflara tebliğ edildiği tarih arasında açık bir ayrım yapıldığına dikkat çekmiştir. Bu çerçevede, tarafların temyize başvurma süresinin bir kısmına kadar (hatta sonrasında) hakem kararını alamamaları doğaldır. Gerçekten de mahkeme, Tahkim Yasası’nın 56(1). bölümü ve LCIA Kuralları’nın 26.7. maddesine atıfta bulunarak, bir tarafın hakemlerin ücret ve masraflarını ödememeyi seçebileceğini belirtmiştir.
İlginç bir şekilde, mahkeme ayrıca Bay Eronat’ın temyiz süresini uzatma yetkisine sahip olmadığına karar vermiştir çünkü tahkim şartı şu hükmü içermektedir:
“Taraflar, madde 14.3(a) uyarınca olanlar hariç, Tahkim Yasası kapsamında İngiliz mahkemelerine başvuru yapma veya temyize gitme haklarından açıkça feragat etmektedir.”
Mahkeme ters özet yargılama kararı vermiş, temyiz talebini reddetmiş ve Kararın uygulanmasına izin vermiştir.
Yorum
Bu davada verilen karar, İngiliz mahkemelerinin süre sınırlarına katı bir yaklaşım sergileyeceğini ve Tahkim Yasası’nın, bu sözleşme maddeleri yorumlanırken ilgili arka planın bir parçası olarak kabul edileceğini göstermektedir. Karar, mahkemenin temyiz süresinin kararın tebliğinden itibaren işlemeye başlaması gerektiği yönündeki argümanı açık bir şekilde reddetmesi ve kararın tebliğinin gecikmesi halinde tarafların temyiz hakkını tamamen kaybedebileceğini kabul etmesi açısından dikkate değerdir.
Dava, sözleşmeye dayalı özel bir temyiz hakkı ile ilgili olsa da, yine de Tahkim Yasası kapsamında bir karara itiraz etmek veya temyiz etmek isteyen herhangi bir tarafın hızlı hareket etmesi gerektiğini hatırlatmaktadır.