İştirak hâlinde malikler arasında yapılan ve miras payının devrine ilişkin sözleşmelerin geçerliliğine ilişkin Yargıtay Kararı

İştirak hâlinde malikler arasında yapılan ve miras payının devrine ilişkin sözleşmelerin geçerliliğine ilişkin Yargıtay Kararı
 
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi – Esas : 2023/623 – Karar : 2023/4382 – Karar Tarihi :3.10.2023
 
ÖZET: Dava, miras payı devri sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescili talebine ilişkindir. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

(4721 S. K. m. 677)

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı bir kısım davalılar tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 03.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davalılardan … vekili Avukat … geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra açık duruşmanın bittiği bildirildi. İşin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi …’ın babası … …’ın 01.01.1971 tarihinde ölümü ile 106 ada 44 parsel … taşınmazın miras olarak kaldığını, davalılardan … …’ın İstanbul 15. Noterliğinin 08.08.1977 tarih ve 027917 yevmiye … feragatnamesi ile diğer davalı …’ın ise Beyoğlu 1. Noterliğinin 10.08.1978 tarih ve 12884 yevmiye … feragatnamesi ile kendilerine babalarından kalan \”İstanbul ili, Çatalca ilçesi, … sınırı Mevkiindeki\” miras hisselerinden 5.000.00 TL bedel karşılığında, … lehine feragat ettiklerini; ancak 1984 tarihinde tapulama sırasında feragatlerin bildirilmediği gibi miras hissesinin üç çocuğuna eşit olarak paylaştırıldığını belirterek davalılar adına olan tapunun iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar …, …, …, … ve … vekili, hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddinin gerektiğini, dayanak gösterilen noter satış vaadi senedinin dosyada bulunan örneğinden müvekkillerinin imzasının taraflarınca tespit edilemediğini, böyle bir vaadin ne müvekkili … tarafından ne de diğer müvekkillerinin babası tarafından imzalanmış ve verilmiş olmadığını, satışı yapıldığı iddia edilen yerin … adlı bir yer olup, dava konusu yerin ise Dursunköy’de bulunduğundan verildiği iddia edilen vaadin bu yönüyle de geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 07.11.2019 tarih ve 2017/253 Esas, 2019/698 Karar … kararıyla; miras payının devri sözleşmesinden dönüldüğü gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 05.11.2020 tarih ve 2020/1018 Esas, 2020/1709 Karar … kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce 21.12.2021 tarih ve 2021/4648 Esas, 2021/41151 Karar … kararıyla, tarafların müşterek murisi … … 1972 yılında vefat ettiği, dava konusu (eski 111) 106 ada 44 parsel 12.11.1976 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında (tapuya istinaden) davacıların miras bırakanı …, davalılardan …, diğer davalıların murisi … ve dava dışı kişiler adına paylı şekilde tespit edildiği ve tespite Maliye Hazinesinin itiraz etmesi üzerine komisyon kararı ile itirazın kısmen kabulüne karar verildiği, muris … ile … … arasında 08.08.1977 tarihinde ve … arasında ise 10.08.1978 tarihinde miras payının devri sözleşmelerinin yapıldığı, Komisyon kararına yapılan itiraz neticesinde, Çatalca 2. Kadastro Mahkemesinin 1984/202 Esas ve 1994/37 Karar … ilâmı ile davacı-karşı davalı Hazinenin açtığı davanın husumet nedeniyle reddine, davalılar-karşı davacılar … … ve müştereklerinin davalarının kabulüne, taşınmazın paylı mülkiyet hükümlerine göre …, …, … ve dava dışı üçüncü kişiler adına tespit ve tesciline hükmedildiği, verilen kararın derecattan geçerek 14.06.1995 tarihinde kesinleştiği ve taşınmazın (hükmen tescille) 32/1152’şer hissesi …, …, …’e ait olmak üzere kalan hisselerin dava dışı üçüncü kişiler adlarına paylı mülkiyet hükümlerine göre kaydedildiği, somut olayda, davanın dayanağını oluşturan sözleşmeler 08.08.1977 ve 10.08.1978 tarihli olup, sözleşmelerin düzenlendiği bu tarihlerde dava konusu taşınmaz (tapuya istinaden) davacıların miras bırakanı …, davalılardan … diğer davalıların murisi … ve dava dışı kişiler adına paylı şekilde tespit edilmiş olmasına rağmen kadastro tespitinin henüz kesinleşmediği, tespit sonrası ancak kesinleşme öncesi (resmî makam huzurunda) yapılan miras payının devri sözleşmeleri ile miras payının devir edildiği, bu durumda, kadastro tespiti sözleşme tarihleri itibarıyla kesinleşmediğine göre tarafların paylı şekilde malik olduklarından söz edilemeyeceği, başka bir ifade ile tarafların sözleşme tarihlerinde iştirak hâlinde malik olduğu, böyle bir taşınmazda kök muris … … mirasçıları olduğu anlaşılan taraflar arasında yapılan ve miras payının devrine ilişkin bulunan dayanak sözleşmeler TMK’nın 677 nci maddesi hükmü uyarınca kural olarak geçerli ve sonuç doğuran bir sözleşme olduğundan 106 ada 44 parsel … taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek, davanın kabulü ile 106 ada 44 parsel … taşınmazda davalı … adına kayıtlı 32/1152 hissenin ve davalılar murisi … … adına kayıtlı 32/1152 hissenin iptali ile davacılar adlarına veraseten iştirak hâlinde tesciline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili duruşmalı olarak temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu sözleşmenin geçersiz olduğunu, dava konusu yere ilişkin olmadığını, taraflar arasında geçerli sözleşme olsa dahi …’ın kadastro tespiti sırasında taşınmazın kendi adına kaydedilmesi yönünde talebi olmadığından sözleşmeden dönüldüğünü, talebin zamanaşımına uğradığını, Mahkemenin eksik araştırmayla karar verdiğini belirtmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, miras payı devri sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescili talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 … Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 … Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4721 … … Medeni Kanunu’nun 677 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 … Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Bir kısım davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.