5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun “İkramiye” başlıklı 89’uncu maddesinde, “Hizmet sürelerinin tamamı bu Kanun ve/veya 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarın bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir.
Birinci fıkra kapsamına girmemekle birlikte, bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamında hizmeti bulunanlardan mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden emeklilik, yaşlılık ya da malullük aylığı bağlananlara ise; bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerine tabi olarak bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda geçen çalışmalarının, 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilen kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak sona ermiş olması şartıyla emekli ikramiyesi ödenir…” hükmüne yer verilmektedir.
Bu hüküm uyarınca yalnızca emekli sandığına tabi olarak çalışmış olanlar ile emekli sandığından önce SSK’lı veya Bağ-kur’lu olarak çalışmış olanlar arasında farklılık bulunmaktadır. Yalnızca emekli sandığına tabi olarak çalışıp emekli olanlar, hangi şekilde kamu görevinden ayrılmış olursa olsun emekli ikramiyesine hak kazanmaktadır. Öte yandan emekli sandığı yanında SSK veya Bağ-kur hizmeti bulunan kişilerden hizmetleri birleştirilmek suretiyle emekli edilenler ancak kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak memuriyetten ayrılmış iseler emekli ikramiyesi alabilmektedirler. Bu bakımdan hizmetleri birleştirilerek emekli aylığı bağlanan kişilerin memuriyeti eğer kamu görevinden çıkarılma ile sona ermiş ise emekli ikramiyesine hak kazanamamaktadırlar.
Bununla birlikte kamu görevinden çıkarılan kişinin, emekli sandığı kapsamındaki hizmet süresi tek başına emekli olmak için yeterliyse (başka bir ifadeyle emekli olabilmek için SSK ve Bağ-kur sürelerine ihtiyacı yoksa) bu kişiye de emekli ikramiyesi ödenmesi gerekmektedir. Zira bu durumdaki kişi için hizmet birleştirmesi yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Ne var ki pek çok durumda kişinin talebi dikkate alınmaksızın hizmetleri birleştirilmekte ve buna bağlı olarak kişi emekli ikramiyesinden yoksun kalabilmektedir.
Ancak 2829 sayılı Kanunun amacı hiçbir kurumdaki hizmeti aylık bağlanmasına yeterli olmayan sigortalı ve hak sahiplerine aylık bağlanmasını sağlamak ve değişik kurumlardaki hizmetler birleştirilerek ziyan olmasını önlemektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.03.2010 tarihli ve E.2010/126, K.2010/133 sayılı kararı). Dolayısıyla sigortalının emekli sandığı hizmetleri tek başına yeterliyse ve hizmet birleştirmesi yapıldığında kişinin emekli ikramiyesinden yoksun kalması söz konusu olacaksa talebi olmaksızın hizmetlerin birleştirilmesi yoluna gidilmemelidir.