Taksim Sözleşmesinin Tüm Mirasçıların Katılımı İle Yapılmaması Hakkında Yargıtay Kararı

YARGITAY 1.Hukuk Dairesi Esas: 2021/ 8786 Karar: 2023 / 3929 Karar Tarihi: 04.07.2023

ÖZET: Dava konusu taşınmazların mirasbırakan …’dan oğlu …’ya kaldığı, davalı …’nin beyanının da bu yönde olduğu, dinlenen mahalli bilirkişiler ve tanığın taşınmazların mirasbırakan Hasan tarafından hiç kullanılmadığını, … tarafından kullanıldığını beyan ettiği, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/93 E.-120 K. sayılı ve Terme Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/3 E.-3 K. sayılı veraset ilamlarına göre mirasbırakan …’nın 14.05.2003 tarihinde, mirasbırakan …’nın 25.11.2003 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı çocukları davalılar …ve davacı …’in kaldığı, … mirasçılarının tamamının paylarını davacı …’e devrettiği açıktır. Hal böyle olunca, dava konusu 182 ada 10 ve 12, 180 ada 5, 194 ada 12 ve 154 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken “gayrimenkul hisse satış senedi” başlıklı belgenin taksim sözleşmesi olduğu, tüm mirasçıların katılımı ile yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması isabetli değildir. Bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.

(3402 S. K. m. 15) (4721 S. K. m. 676, 677) (1086 S. K. m. 428)

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece 194 ada 9 ve 185 ada 13 parsel sayılı taşınmazlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, dava konusu 182 ada 10 ve 12, 194 ada 9, 185 ada 13 ve 180 ada 5 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin hatalı olarak … adına yapıldığını, bilahare intikal edilirken hatalı veraset ilamına göre işlem yapıldığını, … ölü olduğu halde sağ gibi temlik edildiğini, davalı …, …, …, … ve … …’nın bu durumun farkında olup gerek kendi hisselerini, gerekse …’dan kalan hisselerin tamamını 30.09.2004 tarihli gayrimenkul hisse satış senedi ile kendisine devrettiklerini, taşınmazların 6-7 yıldır zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, 04.04.2013 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava konusu taşınmazlardan 194 ada 9 parsel, 185 ada 13 parsel üzerindeki hak talebinden vazgeçtiğini haklarındaki davayı takipsiz bıraktıklarını belirterek 182 ada 10 ve 12 parsel, 180 ada 5 parsel sayılı taşınmazların ve ıslaha konu olan 194 ada 12 parsel, 154 ada 2 parsel sayılı taşınmazların tamamının tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı …, davayı kabul ettiğini, babasının sağlığında taşınmazları taksim ettiğini, dava konusu yerlerin davacının babası kardeşi …’ye kaldığını, kadastro çalışmaları sırasında mirasbırakan Hasan’a ait olduğu düşünülerek tüm mirasçılar adına yazıldığını belirtmiş, yargılama sırasında ölümü ile mirasçıları davaya dahil edilmiş, diğer davalılar cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

… Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.12.2014 tarihli ve 2010/160 Esas, 2014/133 Karar sayılı kararıyla; 194 ada 9 parsel ve 185 ada 13 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacı dava konusu etmediklerini bildirdiğinden karar verilmesine yer olmadığına, 182 ada 10, 12 no. lu parseller, 180 ada 5 parsel, 194 ada 12 parsel ve 154 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise …’nın tüm mirasçılarının katılımı ile usulünce yapılmış bir taksim bulunmadığı, taşınmazların tüm davalılardan satın alındığının ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV.TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

… Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, tüm mirasçılar tarafından taşınmazların kendisine satıldığı, …’nın da muvafakati olduğunu, … …’ya dava dilekçesinin tebliğ edilmediğini, davaya dahil edilmesi için süre verilmediğini, beyanı alınsaydı paylarını davacıya devrettiğini ifade edeceğini, zorunlu dava arkadaşı olduğu halde davada yer almadığını, hükme esas alınan veraset ilamında çelişki olduğunu, bahsi geçen kişinin …’nın oğlu, kendisinin kardeşi olduğunu, fakat nüfus kaydında babasının … olarak görüldüğünü, dava konusu yerleri 25 yıldır malik sıfatıyla nizasız fasılasız kullandığını, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/163 Esas sayılı dosyasında haklılığının ortaya çıktığını, veraset ilamları arasında çelişki olduğunu … …’nın diğer veraset ilamlarında mirasçı olmadığını, davalı … tarafından dava kabul edilmesine rağmen reddedildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi \”Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.\” hükmünü içermektedir. (madde metninde taksimden bahsedilse dahi kıyasen taşınmazın zilyedi murisin mirasçıların yasal miras payına mahsuben sağlığında yaptığı paylaştırma da bu kapsamdadır.)

4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 677. maddesi “Terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Bir mirasçının üçüncü kişiyle yapacağı böyle bir sözleşmenin geçerliliği, noterlikçe düzenlenmesine bağlıdır. Sözleşme bu kişiye paylaşmaya katılma yetkisi vermez; sadece paylaşma sonunda mirasçıya özgülenen payın kendisine verilmesini isteme hakkını sağlar.” hükümlerini içermektedir.

TMK’nın 676. maddesine göre bütün mirasçıların katılımı ile mirasçılar arasında yapılacak taksim sözleşmeleri geçerlidir, TMK’nın 677. maddesi uyarınca öncesi tapusuz olan taşınmazlarda mirasçılar arasındaki miras payının devri için bütün mirasçıların katılımı ve rızasının bulunması gerekli olmayıp mirasçıların bu amaçla kendi aralarında anlaşmış olması yeterlidir. Ne var ki taksim edilmemiş bir terekede yer alan mal varlığı unsurunun mirasçılardan bir tanesi tarafından tereke dışındaki 3. kişiye devri mümkün değildir.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 182 ada 10 parsel sayılı 611,62 m2 miktarlı fındık bahçesi, 182 ada 12 parsel sayılı 2.544,72 m2 miktarlı fındık bahçesi, 180 ada 5 parsel sayılı 11.071,25 m2 miktarlı fındık bahçesi, 194 ada 12 parsel sayılı 2389,10 m2 miktarlı tarla ve 154 ada 2 parsel sayılı 560,63 m2 miktarlı fındık bahçesi nitelikli taşınmazların senetsizden 20 yılı aşkın zamandır malik sıfatıyla zilyet olduğu belirtilerek … adına tespit edildiği, tespitin itiraz edilmediğinden 09.04.2009 tarihinde kesinleştiği, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 27.09.2010 tarihli ve 2020/166 E., 215 K. sayılı veraset ilamına göre; …’nın 08.01.1993 tarihinde ölümü ile çocukları davalılar …, …, …, …, kendisinden sonra ölen oğlu …’nin eşi … ile müşterek çocukları davalılar …, …, …, … ve davacı …, kendisinden önce ölen kızı …’den olma davalı … adına 12.10.2010 tarihinde veraseten iştirak olarak tescil edildiği 30.09.2004 tarihli adi “gayrimenkul hisse satış senedi” başlıklı belgeye göre …, …, … ve … …’nun …, …, … köyü, Coho, … ve Kör yanı mevkinde bulunan dede …’dan baba …’ya ondan da kendilerine kalan haklarının tamamını 20.000 TL bedelle davacı …’ya sattıkları anlaşılmaktadır.

2. Dava konusu taşınmazların mirasbırakan …’dan oğlu …’ya kaldığı, davalı …’nin beyanının da bu yönde olduğu, dinlenen mahalli bilirkişiler ve tanığın taşınmazların mirasbırakan Hasan tarafından hiç kullanılmadığını, … tarafından kullanıldığını beyan ettiği, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/93 E.-120 K. sayılı ve Terme Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/3 E.-3 K. sayılı veraset ilamlarına göre mirasbırakan …’nın 14.05.2003 tarihinde, mirasbırakan …’nın 25.11.2003 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı çocukları davalılar …ve davacı …’in kaldığı, … mirasçılarının tamamının paylarını davacı …’e devrettiği açıktır.

3. Hal böyle olunca, dava konusu 182 ada 10 ve 12, 180 ada 5, 194 ada 12 ve 154 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken “gayrimenkul hisse satış senedi” başlıklı belgenin taksim sözleşmesi olduğu, tüm mirasçıların katılımı ile yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması isabetli değildir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle; Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Yasa’nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Peşin yatırılan harcın istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.07.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.