Telefon İncelemesi ve Hukuka Aykırı Delillerin Etkisi

Telefon İncelemesi ve Delil Değerlendirmesi:

1.Telefon İncelemesinin Yapılış Şekli:

•Sanığın telefonu, nöbetçi Cumhuriyet savcısının talimatı ile ve sanığın rızası alınarak incelenmiştir.

•İnceleme sonucunda, uyuşturucu madde ticaretine ilişkin olduğu değerlendirilen yazışmalar ve fotoğraflar tespit edilmiştir.

•Bu yazışmaların içeriği, sanığın suç işlediğine dair delil olarak dosyada yer almıştır.

2.Hukuki Değerlendirme:

•5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 134. maddesi, cep telefonlarının incelenmesini düzenler. Buna göre, telefon incelemesi yapılabilmesi için:

•Hakim kararı ya da

•Belirli sürelerde hakim onayına sunulmak üzere Cumhuriyet savcısının yazılı emri gereklidir.

•Bu kurallara uyulmadan elde edilen deliller hukuka aykırı kabul edilir.

3.Yargıtay’ın Kararı:

•Telefon incelemesi sırasında hakim kararı veya savcının yazılı emri olmadan inceleme yapılmış ve deliller elde edilmiştir. Bu nedenle, telefon yazışmaları hukuka aykırı delil olarak değerlendirilmiştir.

•Ancak Yargıtay, telefon yazışmalarının hukuka aykırı delil sayılmasına rağmen, dosyada yer alan diğer delillerin (örneğin, tanık beyanları, kriminal raporlar, tutanaklar) sanığın suç işlediğini ispatlamada yeterli olduğu kanaatine varmıştır.

4.Hukuka Aykırı Delilin Etkisi:

•Telefon yazışmaları hükme esas alınamaz. Ancak Yargıtay, olayda yer alan diğer delillerin yeterli ve geçerli olduğunu belirtmiştir.

•Bu durumda, hukuka aykırı delillerin yok sayılması, sanık hakkında verilen mahkumiyet kararını değiştirmemiştir.

Sonuç: Telefon incelemesinin usulüne uygun yapılmadığı, hakim kararı veya savcı emri olmadan gerçekleştirildiği için bu deliller hukuka aykırı kabul edilmiştir. Ancak diğer geçerli delillerin yeterli bulunması nedeniyle, Yargıtay sanığın mahkumiyet kararını onamıştır. Bu karar, hukuka aykırı delillerin diğer delillerin varlığı durumunda kararı etkilemeyeceğini göstermektedir.


Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin Esas : 2024/1821 Karar : 2024/4126
Karar Tarihi :14.05.2024 sayılı kararı aşağıdaki gibidir.
 

SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma

HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I.HUKUKİ SÜREÇ

A. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 12.01.2021 tarihli ve 2020/178107 Soruşturma sayılı iddianamesi ile sanık … ile inceleme dışı sanık …’nun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

B. İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.03.2023 tarihli ve 2021/32 Esas, 2023/100 Karar sayılı kararı ile sanık ile inceleme dışı sanık …’ın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci, 53 üncü, 63 üncü, 54 üncü maddeleri gereğince ayrı ayrı 12 yıl 6 ay hapis, 1.250 gün karşılığı 25.000,00TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarının ve sanık … hakkında ikinci tez tekerrür hükümlerinin uygulanmasına, gözaltı ve tutuklulukta geçirdikleri sürelerin cezalardan mahsubuna karar verilmiştir.

C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 30.11.2023 tarihli ve 2023/1097 Esas, 2023/2255 Karar sayılı kararı ile inceleme dışı sanık …’nun eyleminin uyuşturucu madde ticareti olduğu hususunda yeterli delil bulunmadığı kabul edilerek, hakkında 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesi kapsamında değerlendirme yapılmak üzere hükmün bozulmasına, sanık … hakkında ise İlk Derece Mahkemesince kurulan mahkumiyet hükmündeki hukuka aykırılığın düzeltilerek hükmün onanmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;

1. Suçun unsurlarının oluşmadığına,

2. Yeterli delil bulunmadığına, beraat kararı verilmesi gerektiğine,

3. Eylemin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturacağına,

4. Sanığın telefonundaki yazışmaların hukuka aykırı olarak ele geçirildiğine, hükme esas alınamayacağına,

5. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,

İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

1. Dava konusu olay, İstanbul ili Sultanbeyli ilçesinde devriye görevi yapan kolluk görevlilerinin şüphe üzerine bir aracı durdurdukları, şahıslarda ve aracın içinde uyuşturucu madde ele geçirildiği, yere atılan bir maddenin de uyuşturucu olduğu, sanığın uyuşturucu madde ticareti yaptığı iddiasına ilişkindir.

2. Kolluk görevlilerince tutulan 23.10.2020 tarihli tutanağa göre, şüphe üzerine durdurulan araçta bulunan araç sürücüsü inceleme dışı sanık …’nun kendi rızası ile ayakkabısının içinden çıkardığı kağıda sarılı uyuşturucu maddeyi kolluk görevlilerine teslim ettiği, ön yolcu koltuğunda bulunan tanık M.K.’nın pantolonunun kemer tokası arkasından poşet içinde sarılı olarak bulunan iki uyuşturucu maddeyi teslim ettiği, aracın arka koltuğunda bulunan tanık G.G.Y.’nin uyuşturucu maddeyi yere attığı, aracın arka koltuğunda sanık …’ın oturduğu kısımda paspasın üzerinde poşet parçasına sarılı vaziyette uyuşturucu madde ele geçirildiği belirtilmiştir.

3. İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün raporlarına göre ele geçirilen maddelerin sentetik kannabinoidler grubunda yer alan 5 CL-ADB-A içerdiği, ayrıca tanık M.K.’da ele geçirilen maddelerden birinde metamfetamin etken maddesi bulunduğu belirlenmiştir.

4. Dava dosyasında 23.10.2022 tarihli telefon inceleme tutanağına göre, nöbetçi Cumhuriyet savcısının talimatı üzerine sanık …’ın telefonunda rızası ile yapılan incelemede uyuşturucu madde ticaretine ilişkin olduğu değerlendirilen yazışma ve fotoğrafların bulunduğu tespit edilmiştir.

5. Sanık aşamalarda üzerine atılı suçlamaları inkar etmiş, uyuşturucu madde satmadığını beyan etmiştir.

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince, sanık … ve inceleme dışı sanık …’ın fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek kiraladıkları araçla çevrelerindeki insanlara uyuşturucu madde sattıkları, bu kapsamda tanık M.K.’ya da uyuşturucu sattıkları, sanık …’ın, kolluk tarafından alınan beyanında irtibat numarası olarak kullandığını bildirdiği telefon numarasının, tanık M.K. tarafından arandığının beyan edildiği, ele geçen maddelerin bir kısmının sentetik kannabinoid bir kısmının ise metanfetamin olduğu, ele geçen maddeler miktar olarak az ise de iki çeşit olduğu, bonzai maddesinin M.K.’ya satıldığı, metanfetamin maddesinin bir kısmının sanık …’tan ele geçirildiği, bir kısmının ise Sinan tarafından G.G.’nin eline tutuşturulduğu, bu nedenle bu maddelerin satılmak için bulundurulduğunun kabul edildiği gerekçesi ile sanıkların mahkûmiyetine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

Bölge Adliye Mahkemesince, inceleme dışı sanık …’nun eyleminin mevcut delil durumuna göre kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak veya kullanmak suçunu oluşturduğu, suç vasfı yönünden dosya kapsamındaki delil durumuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğundan ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile bu sanık bakımından verilen hükmün bozulmasına karar verilmiş, Sanık … bakımından verilen hüküm bakımından ise hükümde suç tarihinin yanlış yazıldığı gerekçesi ile eleştiride bulunulmuş, hükümde yer alan adli para cezasına ilişkin kısımdaki hukuka aykırılıkla ilgili yere \”… ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına\” ibaresi eklenmek sureti ile düzeltilmiş ve sanık müdafiinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin, suçun vasfına ve sübutuna, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendinin uygulanmasına, sanık hakkında ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin takdirlerinde bir isabetsizlik bulunmamıştır.

Sanık müdafiince sanığın telefonunda Cumhuriyet savcısının talimatı ile yapılan inceleme sonucunda elde edilen delilin hukuka aykırı olduğu iddia edilmiştir. 5271 sayılı Kanun’un 134 üncü maddesi kapsamında şüphelinin cep telefonu incelenip, telefondan ele geçirilen bilgilerin kayıt altına alınabilmesi için hakim kararı veya belirlenen sürelerde hakim onayına sunulmak üzere Cumhuriyet savcısının yazılı emrinin bulunması gerektiği, sanığın rızası bulunsa dahi kolluk görevlileri tarafından şüphelilerin telefonlarının incelenip, telefon içeriğindeki mesaj ve benzeri bilgilerin kayıt altına alınamayacağı ve bu kurallara uyulmadan elde edilen delillerin hukuka aykırı bir biçimde ele geçirildiğinin kabulü gerekmektedir. Bununla birlikte dava konusu olayda telefon incelenmesi ile elde edilen uyuşturucu madde ticaretine ilişkin yazışmaların hukuka aykırı delil olduğu kabul edilse dahi tespit tutanağı, sanık ve tanık beyanları, kriminal inceleme raporları ve tüm dava dosyası dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin sanığın atılı suçu işlediğine dair mahkumiyeti için yeterli delil bulunduğuna ilişkin değerlendirmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla sanık müdafiinin bu husustaki temyiz talebi de yerinde görülmemiştir.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin, 30.11.2023 tarihli ve 2023/1097 Esas, 2023/2255 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden; 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Hükmolunan ceza miktarı ile tutuklu kalınan süre dikkate alınarak sanık hakkındaki salıverilme talebinin REDDİNE,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.05.2024 tarihinde karar verildi.