Yargıtay 12.Ceza Dairesi
Esas: 2019/ 2904 Karar: 2019 / 8951 Karar Tarihi: 17.09.2019
ÖZET: Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin bilimsel olarak kabulü gerektiği ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanunun 19. maddesi ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun “1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.” şeklindeki 48/6. maddesi göz önünde bulundurularak, sanığın kazadan 86 dakika sonraki ölçüme göre 0,93 promil alkollü vaziyette idaresindeki araç ile seyir halindeyken, tek taraflı maddi hasarlı trafik kazasına neden olduğu somut olayda; yerleşik adli tıp uygulamalarına göre kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte alkol oranının her saat ortalama 15 promil azaldığı kabul edilmekle, iki ölçüm arasında 86 dakikalık bir zaman farkı olduğundan, sanığın kaza anında 100 promilin üstü alkollü olduğunun ve bu alkol miktarıyla güvenli sürüş yeteneğini kaybettiğinin kabulü gerektiği anlaşılmakla, atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeksizin, sanığın mahkumiyeti yerine, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, karar verilmiştir.
(1412 S. K. m. 321) (2918 S. K. m. 48)
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya incelenen dosya kapsamına göre mahalli Cumhuriyet Savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak,
Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin bilimsel olarak kabulü gerektiği ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanunun 19. maddesi ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun “1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.” şeklindeki 48/6. maddesi göz önünde bulundurularak, sanığın kazadan 86 dakika sonraki ölçüme göre 0,93 promil alkollü vaziyette idaresindeki araç ile seyir halindeyken, tek taraflı maddi hasarlı trafik kazasına neden olduğu somut olayda; yerleşik adli tıp uygulamalarına göre kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte alkol oranının her saat ortalama 15 promil azaldığı kabul edilmekle, iki ölçüm arasında 86 dakikalık bir zaman farkı olduğundan, sanığın kaza anında 100 promilin üstü alkollü olduğunun ve bu alkol miktarıyla güvenli sürüş yeteneğini kaybettiğinin kabulü gerektiği anlaşılmakla, atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeksizin, sanığın mahkumiyeti yerine, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 17.09.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.