Mernis adresine çıkartılan tebligat zarfları “açık mavi renk” olmalıdır.

Mernis adresine çıkartılan tebligat zarfları “açık mavi renk” olmalıdır.

Aşağıda bulunan  mevzuat ve yargıtay kararları gereği Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre mernis adresine çıkartılan tebligat zarflarının açık mavi renk olması gerektiği açıktır. Fakat uygulamada bu duruma hiç rastlanılmamaktadır.

Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin “Bilinen adreste tebligat” başlıklı 16. maddesinin 2. fıkrasında;

Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.

hükmüne yer verilmiştir. Yine Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin “Basılı evrak” başlıklı 79. maddesinin 2. fıkrasında;

“Bu Yönetmeliğe ekli örneklere göre bastırılacak evrakın beyaz renkte olması gerekir. Ancak, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası uyarınca adres kayıt sistemine göre düzenlenecek tebliğ zarfı açık mavi renkte bastırılır.”

hükmüne yer verilmektedir. Aşağıda yer alan Yargıtay kararları da bu doğrultudaki kararlardır.

Yargıtay 12.Hukuk Dairesi

2016/11780 E. 2017/2991 K. 01.03.2017

ÖZET: Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilecektir. O halde mahkemece, muhatabın beyan ettiği ıttıla tarihinin, tebliğ tarihi olarak kabulü ile, tebligat tarihinin buna göre düzeltilerek, borçlunun diğer şikayetlerinin esaslarının incelenmesi gerekir.

(7201 S. K. m. 21, 23, 32) (Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik m. 16, 53, 79)

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Borçlu tarafından, icra mahkemesine yapılan başvuruda; sair şikayetlerinin yanında ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu da ileri sürülerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesi talep edilmiş, mahkemece; tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi kapsamında usulüne uygun olarak yapıldığı gerekçesiyle usulsüz tebliğ şikayetinin, süre aşımı nedeniyle de diğer şikayetlerin reddine karar verilmiştir.

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ İmkansızlığı ve Bilinen Adreste Tebligat” başlıklı 21/2. maddesi; ”Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmünü, “Usulüne Aykırı Tebliğin Hükmü” başlıklı 32. maddesi de; ”Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” hükmünü içermektedir.

Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin “Bilinen adreste tebligat” başlıklı 16/2. maddesinde; ”Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebliğ zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir” düzenlemesi, yine aynı Yönetmeliğin 79/2. maddesinde de; “Bu yönetmeliğe ekli örneklere göre bastırılacak evrakın beyaz renkte olması gerekir. Ancak 16. maddenin ikinci fıkrası uyarınca adres kayıt sistemine göre düzenlenecek tebliğ zarfı açık mavi renkte bastırılır” düzenlemesi yer almaktadır.

Somut olayda, mernis adresine çıkartılan tebligat evrakında, sadece adresin başında “mernis adresi” ibaresinin yazılı olduğu, bu şerh dışında, tebligatı çıkaran mercii tarafından tebliğ zarfı üzerine, 7201 sayılı Kanunun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında; “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, bu adrese Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılacağına dair meşruhat” verilmediği, ayrıca tebliğ zarfının beyaz renkli olduğu, dolayısıyla yapılan tebliğin, 7201 sayılı Kanunun 23/1-8. ve Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. maddelerine aykırı olup usulsüz olduğu anlaşılmaktadır.

Usule aykırı tebliğin hükmü ise yukarıda yer aldığı gibi 7201 sayılı Kanunun 32. ve benzer düzenlemenin yer aldığı Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 53. maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan maddelerde; tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir.

O halde mahkemece, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca muhatabın beyan ettiği ıttıla tarihinin, tebliğ tarihi olarak kabulü ile, tebligat tarihinin buna göre düzeltilerek, borçlunun diğer şikayetlerinin esaslarının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi

2015/15366 E. 2016/7135 K. 07.04.2016

ÖZET: Davalıya usule uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek, duruşmaya katılma ve savunma hakkını kullanma imkanı tanınmadan yargılama yapılıp, hüküm kurulması hukuki dinlenilme hakkının ihlali sonucunu doğurduğundan bozmayı gerektirmiştir.

(7201 S. K. m. 10, 21, 23) (6100 S. K. m. 27) (Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik m. 79)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davalıya dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligatlar mernis adresi olduğu tebliğ zarfı üzerinde belirtilmek suretiyle, dava dilekçesinde bildirilen adres esas alınarak Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre mahalle muhtarına tebliğ edilmiştir. Dava, davalının yokluğunda görülmüş ve karara bağlanmıştır.

Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır (Teb. K. m. 10/1). Adres kayıt sisteminde bulunan adresin bilinen en son adres olarak kabul edilebilmesi için bilinen en son adrese tebligat yapılamamış olması veya bu adresin tebliğe elverişli olmaması halinde mümkündür. Bilinen en son adresin tebliğe elverişli olmadığı anlaşılmadan veya bu adreste tebligat yapılamadığı görülmeden doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde tebligatın yapılması; yapılan tebligatı usulsüz kılar (Teb. K. m. 10/2). Bu bakımdan tebligatı çıkaran merciin, adresin, adres kayıt sistemindeki mernis adresi olduğunu dava dilekçesinin bulunduğu tebliğ evrakında belirtmesi gerekmektedir (Tebligat Kanunu m. 23/8). Ayrıca Tebligat Yönetmeliğinin 79. maddesi gereği, Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca yapılacak tebligatların “açık mavi” renkli zarfla yapılması zorunludur. Bu hususlar gözetilmeden, davalıya usule uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek, duruşmaya katılma ve savunma hakkını kullanma imkanı tanınmadan yargılama yapılıp, hüküm kurulması hukuki dinlenilme hakkının (HMK. m. 27) ihlali sonucunu doğurduğundan bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.